Yıllık Davos forumları malum. Para babaları, ünlü yatırımcılar, büyük bankacılar, “Ben benim” diyen devlet adamları bu büyük şovda bir araya gelip “dünya ekonomisini kendi keyfimize göre nasıl biçimlendirelim” diye görüş alışverişi yapıyorlar. Bu yıl Davos’un 50’nci yılı imiş. Yani İsviçre’nin bu kasabasında bu kez çok özel kutlamalı bir buluşma gerçekleşecek. 2020 Ocak ayının sonuna doğru.
Başka birileri ise daha değişik bir hazırlık içinde. Bunlar yaşları 11 ile 18 arasında olan gençler. Dünyanın her bir köşesinde ortaya çıkıyorlar. Sayıları binlere, milyonlara varıyor. Dertleri ise iklim krizi. Biliyorlar ki, şimdi ortalıkta dolaşıp poz atan, devlet yöneten, işlere sahip çıkan yaşlılar kısa bir zaman sonra göçüp gidecekler. Bu yüzden de 15-20 yıldan ötesini düşünmüyorlar, umursamıyorlar. “Bana ne!” diyorlar. Sonuçta, yaptıkları ve yapmadıkları ile yarattıkları iklim krizi rezil bir dünyayı bu gençlerin orta yaşlı dönemlerine bırakacak. O cehennem ortamını yaşamaya mahkûm ederek. Bu kaderin ürpertisini şimdiden hisseden gençler bu nedenle ortaya atıldılar ve yaşlıların üzerinde baskı yapmaktalar. Şu anda gündemlerinde Davos toplantısına gidip para babalarını zorlamak var. İklim krizinin baş belası olan fosil yakıt yatırımlarını hızla azaltıp sıfırlasınlar diye.
Hani sözde iklim krizi var deniyor… 190 kadar ülkenin üst düzey yöneticileri uluslararası toplantılar düzenliyorlar; lak lak lak konuşup ortak kararlar alıyorlar ve törenler yaparak bunlara imza basıyorlar. Ama uygulama ve sonuç gözlemcilerin ve hatta Birleşmiş Milletlerin deyişiyle “sıfır”.
Basit bir örnek. Avustralya’da akıl almaz büyüklükte (milyonlarca hektarlık) geniş bir bölgede haftalardan beri söndürülemeyen bir yangın çıkıyor. [Başladığı günlerde başbakan olacak adam keyfince tatile gitmeye karar veriyor.] Olayın bugünlerde vardığı boyut öyle ki, yangının yarattığı dumanlar ve pislik Pasifik Okyanus’unu rüzgarlarla aşıp Güney Amerika’nın kıyılarının havasını ciddi boyutta tehdit etmeye başlamış. Öte yandan dünyanın orasında burasında törenlerle petrol boru hatları açılıyor. Kömürcülüğe tam gaz devam ediliyor.
Gençler, işte bu rezalete karşı çıkıyorlar. Kendi geleceklerini yaşanabilir kılmak için. Dünya çapında oluşan bu gençlik hareketini temsilen 21 genç bir bildiri hazırlamışlar. Davos öncesi kamuoyuna duyurmak için. Ekibin başında (artık hepimizin çok iyi tanıdığı) İsveçli Greta var. Hani Trump’ın tweetlerle saldırdığı, birilerinin (yani çıkarı bozulanların) “hasta, zavallı, geri zekalı, aptal, çirkin” diye kampanya açıp kötülediği, Paris’teki ünlü bir müzenin destek derneğinin başkanı olacak bir münasebetsizin “umarım biri öldürür de, Greta’dan kurtuluruz” dediği 17 yaşındaki genç.
Bildiriyi hazırlayanlar 17 değişik ülkeden: Almanya’dan, Amerika’dan, Avustralya’dan, Brezilya’dan, Fransa’dan, Hindistan’dan, İskoçya’dan, İspanya’dan, İsveç’ten, İsviçre’den, İtalya’dan, Lübnan’dan, Nijerya’dan, Pakistan’dan, Rusya’dan, Şili’den, Uganda’dan.
Bildiri özetle şöyle diyor:
Bu yılın Davos toplantısında, fosil yakıtlara kaynak aktarılmasına son verme kararının alınmasını istiyoruz. 2050’yi, 2030’u beklemeden. Şimdi! Derhal!
Bunun hiç de kolay olmadığını biliyoruz. Ama çok acil bir durumla karşı karşıyayız. Acil bir durum olunca keyif sürülemez, ağırdan alınamaz. Çok zor kararları hızla alma durumunda kalınır. İklim krizi de böyle bir durum.
Siz yaşlılar ve ülkeleri yönetenler biz gençleri kaderlerimize terk ettiniz. Aşırı bir talepte bulunduğumuzu düşünüyorsunuz. Ama yaşanabilir, sürdürülebilir bir dünyaya yönelmek için gerekiyor bu hamle. 2020’ye vardık, ama bu dönüşüm hâlâ yapılamadı. Yüz karası bir durum.
IMF, yalnızca 2017 yılı içinde ülkelerin fosil yakıtlar için 5 trilyon (yani 12 sıfırlı 5) dolar harcamış olduğunu saptamış durumda. Bunun artık durması gerekiyor.
Finans dünyası böyle bir yaklaşımı gerçekleştiremedi. Bu durumda sorumluluk biz çocuklara düşüyor. Dünya liderlerinin yeryüzünün tamamını sarsacak krizi önlemek için fosil yakıtlara yatırım yapmayı durdurmalarını, eldeki kaynakları sürdürülebilir teknolojiye ve doğayı geri kazanmaya kaydırmalarını istiyoruz. Bunu yapmamak yaşama hakkına ihanet olacaktır, suç olacaktır. Liderlerden bu çılgınlığı durdurmalarını bekliyoruz.
Sözünü ettiğimiz olay burada bitmiyor. Ünlü tenisçi Federer ile devam ediyor. Onu tanırsınız; adını duymuşsunuzdur. İsviçreli. Sayısız şampiyonlukları var. Güler yüzlü, efendi, cana yakın bir kimse.
Federer iki gün önce bir açıklama yapmış. Daha doğrusu, yapmak zorunda kalmış. Deniyor ki, Greta’nın bir ifadesinden etkilenmiş, Greta’nın sözleri onu konuşmaya zorlamış. İşin öyküsü şöyle. Olay bir yıl önceye dayanıyor.
2018’in son günlerinde 5-10 genç Lozan’da Credit Suisse Bankasının bir şubesini basıp içeride (raketlerle topla) tenis oynamışlar. Haklarında dava açılmış. Ağır bir ceza istenerek. Bugünlerde ise mahkemenin son oturumlarından biri olmuş. Dava sırasında başka göstericiler arkadaşlarını destekleme amacıyla mahkeme salonuna girip pankart açmışlar; dışarıda da gösteri yapıp gürültü koparmışlar. Bağırdıkları sloganlar Federer’i sorumluluğa çağırıyor. Uyarıyorlar onu; “Federer, hatadan geri dön!” diyorlar.
Diyeceksiniz ki “Bu da ne demek? Ne oluyor? Niye?” Çünkü bu banka Federer’in esas sponsoru, ana parasal destekçisi imiş. Ve bu banka (iklim krizinin temel meselesi) petrol araştırmalarını parasal kaynaklarıyla destekleyen en büyük bankalardan biri imiş. Göstericiler çok sevdikleri Federer ile pis işlere (iklim krizine) kaynak aktaran bu banka arasındaki ilişkiye isyan ediyorlarmış. Bankayı petrolcülükten uzaklaştırmaya, Federer’i de bu ilişkiyi kesmeye zorluyorlarmış. Greta birkaç gün önce yaptığı bir konuşmada Federer’in bu tavrını kabul edilmez diye tanımlamış.
Şu anda Avustralya şampiyonluğu için Melbourne’da olan Federer yaptığı açıklamada özetle şöyle demiş: “Emin olun ki, iklim krizini ciddiye alıyorum. Dört çocuk babasıyım. Bu bakımdan gençlerin iklim çabalarını saygı ve hayranlıkla izliyorum. Ayrıca onlara bizleri tavır değiştirmeye zorladıkları için müteşekkirim. Sorumluluğuma sahip çıkacağım ve beni parasal olarak destekleyen çevrelerle gereken görüşmeleri yapacağım.”
Demek ki, eski kuşakların beceremediği ve yüzüne gözüne bulaştırdığı yaşamsal bir çabayı gençler çok daha iyi çözme yolunda.
Atila Alpöge, Ekogazete, 13.1.2020 / Yararlanılan kaynaklar: The Guardian, 12.1.2020 – Greta Thunberg, The Guardian, 10.1.2020