“Nereden çıkardınız şu iklim değişimi safsatasını?”

“Durup dururken, bir yalan uydurdunuz!  Kafa karıştırıyorsunuz, milletin huzurunu bozuyorsunuz!  İklim değişimi diye bir şey yok!”  Böyle direnen çok kişi var.  Cahillikten beyinleri almıyor.  Menfaatleri bozulacak diye korkuyorlar.  Böylesine bir yutturmacanın birkaç yıl önce tezgâhlandığını söylüyorlar.  Acaba gerçekten de çok mu yeni bu söylem?  Yakın zamanda mı sürülmüş ortaya?  Tarihi kayıtlara şöyle bir göz atalım!

1824 ile 1827 arasında ünlü Fransız matematikçi ve fizikçi Joseph Fourier (1768-1830) yayımladığı çalışmalarında güneşten bu kadar uzakta yer alan dünyanın aslında buz tutmuş top benzeri bir cisim olması gerektiğini vurgulamış.   “Ama bunun tam tersinin söz konusu olmasının nedeni atmosferdir ve onun yarattığı ısınmadır.” demiş.

Yıl 1859.  İrlanda asıllı bir fizik bilgini, John Tyndall (1820-1893) yürüttüğü deneyimlerle iklim üzerinde etki yaratıp ısınmaya neden olan şeyin gazlar olduğunu saptamış ve bu bulgusunu 1859’da yayımlamış.

ARRHENIUS

37 yıl sonra, 1896’da İsveçli bir bilgin devreye girmiş:  Svante August Arrhenius (1859-1927).  Arrhenius Nobel ödülü kazanmış ünlü bir kimyacı ve fiziksel kimya biliminin kurucusu.  1896’da yayımladığı 48 sayfalık makalede (bunu İnternette bulabilirsiniz) yeryüzünde salınan karbon dioksitin bir battaniye gibi dünyayı sarıp sarmaladığını, bu yolla da ısıttığını bilimsel olarak kanıtlamış.  Yüzyıllar boyu yeryüzünde yaşanmış iklim değişimlerinin ana nedeninin bu olduğunu ifade etmiş.  Daha da ötesi, fosil yakıt kullanmanın küresel ısınmayı arttırdığını vurgulamış.  120 yıl önce.

1953.  Time dergisi karbon dioksit salımının atmosferde tehlikeli ısınma yarattığına dair bir yazıya yer vermiş. Yazı aşağıda.

lrg_greenhouse_effect

Frank Capra’yı (1897–1991) bilir misiniz?  Amerikan sinemasının büyük yönetmenlerinden biri.  1958’de kısa bir uyarı filmi yapmış.  Bir belgesel.  Bu, televizyonda ve okullarda gösterilmiş.  Kapra bunda özetle şöyle diyor:

“Uygarlığımızın ürettiği atıklarla dünyanın iklimini değiştiriyoruz.  Fabrikalar ve otomobiller 6 milyar ton CO2 salıyor her yıl.  Böylece güneşin sıcaklığı durmadan emiliyor ve atmosferin ısınmasına yol açılıyor.”  [Bir not.  Bugün altmış yıl önceye göre 6 misli daha fazla salım yapıyoruz!]

300px-UnchainedGoddessScreenshot1

“Böyle olunca da kutuplardaki buzlar eriyip gider ve örneğin Mississippi vadisini denizin suları basar.  O zaman da altı cam olan teknelere binmiş turistler denizin dibinde kalmış olan bir zamanların Miami’sini seyrederek tur atarlar.  Olup biteni anlamakta zorluk çekiyoruz, çünkü atom bombası yapanların bile kavrayamayacağı büyüklükteki güçlerle karşı karşıya olmanın ötesinde, var olmakla oynaşıyoruz.”

Bir buçuk dakikalık bu kısa filmi buradan izleyebilirsiniz.

1965’te ABD Cumhurbaşkanlığı Bilim Komitesi aynı uyarıyı daha da ayrıntılı olarak yapmış ve insanlığı bekleyen tehlikeye dikkat çekmiş.

1970’te dev petrol şirketi Exxon Mobil’in bilginleri fosil yakıt salımlarının ileride bir felakete yol açacağı konusunda şirket yönetimine ayrıntılı bir uyarı raporu vermiş.  Şirketin bu raporu hasıraltı ederek unutturduğunu günümüzde öğreniyoruz.

1979’da ABD Ulusal Araştırma Konseyi bu konuda hiçbir şey yapmadan oturup beklemenin geri dönüşü olmayan bir sonuç yaratacağını vurgulamış.

1981’de NASA’nın 7 bilgini kapsamlı bir raporla dünyanın olası geleceğine ışık tutmuş.  Bunda o zaman söyledikleri şimdi bildiklerimizle tamamen çakışıyormuş.

Kısacası, görülüyor ki bilim dünyası neredeyse 200 yıldan beri çığlık çığlığa haykırıyor.  Sesleri politikacılara da, işadamlarına da, basına da ve hatta halka da ulaşmıyor.  Menfaat şebekeleriyle kucak kucağa olmuş cehalet buna izin vermiyor.

Atila Alpöge, Ekogazete, 27.3.2016  /  Kaynak:  Joe Romm, ThinkProgress, 12.2.2016 – Laura Faye Tenenbaum, NASA, 2.12.2010 – Michael Reilly, Discovery, 18.3.2010 –  Erik Conway, NASA, 13.8.2009.  [Bu yazıya bloğunuzda ya da sitenizde yer vermek istiyorsanız, yandaki bilgileri de (yazarı ve kaynakları) oldukları gibi taşımayı lütfen unutmayın.]

 

 

Bu yazı Ekoloji Politikası, İklim içinde yayınlandı ve olarak etiketlendi. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Yorum bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.