Önümüzdeki hafta Londra’da Olimpiyat oyunları başlayacak. Ama İngiltere’nin üstüne çöken yağmur tufanı durmak bilmiyor. Düzenleme komitesi kötü kötü düşünüyor. Oyunları izleyeceklere gerekirse dağıtmak üzere plastik yağmurluk bile ısmarlandı. Öte yandan Paris güneşin yüzünü bir türlü göremedi. Seller içinde kalan Japonya da şaşkın. Amerika’da ise acımasız bir kuraklık hüküm sürüyor. Kısacası, iklim değişimi “Ben buradayım!” diyor. Çarpıcı sonuçlarıyla.
İngiltere’de. Olimpiyat’ın açılış törenini izlemek için 5.000 TL’yi aşan para ödemiş kişiler, ya da 100 metre finalini yaşamak için 2.000 TL’ye bilet almış olanlar var. Bunların, ek olarak bir de bedava yağmur duşu yapmalarından korkuluyor. Thames’deki kürek yarışları nasıl etkilenir? Futbol maçları bir gölde mi oynanıyor olur? Bisiklet yarışları çamurla boğuşmaya mı döner? Bilinmiyor. Çevre Genel Müdürlüğü ülkenin değişik yerlerinde 36 sel baskınının yaşandığını söylüyor. İngiltere’ye son yüz yılın haziran aylarında bu kadar yağmur düşmemişti. O kadar ki, İngilizler yaz tatillerini artık ülkenin turizm merkezlerinde değil, başka ülkelerde geçirmeye başladılar. (Nitekim Türk basını İngiliz turist sayısında artış görüldüğünü duyurdu.) Ekonomik sıkıntılar zorladığı halde. Bu yüzden İngiliz turizm sektöründe ciddi kriz yaşanıyor. Yabancı ülkelere yapılan yolculuklarda %25’e varan artış görülürken, yerli turist sayısında %50 azalma olduğu söyleniyor.
Amerika Birleşik Devletleri’nde. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ABD’de yaşanan aşırı kuraklığın besin maddelerinin fiyatlarında önemli artışlara neden olacağını açıkladı. Hem de dünya çapında. Bu kadar aşırı kuraklık son yirmi beş yıldır yaşanmamıştı. 42 dereceye yükselen sıcaklık tarlalardaki mısırları adeta yaktı. Aynı durum buğday ve soya için de söz konusu. Amerikan besin endüstrisinin bu temel girdilerinde ortaya çıkan yetersizlik girişimcileri ister istemez dünyanın başka bölgelerindeki ürünleri kapatmaya yöneltecek. Bu aşırı talep elbette fiyatlara yansıyacak. FAO bu durumun önümüzdeki on yıla uzanan zorluklar yaratacağını belirtiyor. Bu arada ABD’nin Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi (National Oceanic and Atmospheric Administration – NOAA) yöneticileri “Umulur ki, yaşanmakta olan bu durum, iklim değişimini pek anlamayan, bunu kendi zamanlarını ve mekânlarını ilgilendirmeyen uzak bir olgu gibi düşünen vatandaşlarımızı uyarmıştır. Bunun yaratacağı aşırı olayları giderek daha fazla yaşamaya başlayacağız.” dediler.
Bu olgular başka bir şeyi daha vurguluyor: iklim değişimi ille de havanın ısınması olarak kendini göstermez. Tam tersini de yaratır. Bu nedenle “iklim ısınması”ndan söz etmek yanlıştır.
Yararlanılan kaynaklar: Owen Gibson’ın, Steven Morris’in ve Julia Kollewe’nin yazıları, The Guardian, 11 ve 12.7.2012 – AFP, 10.7.2012
ekogazete 