Ekoloji mahkeme kapılarında

[Yeryüzünün orasında, burasında ekoloji endişesi taşıyan kavgalar kıran kırana devam ediyor. Kimi arazide, kimi meclislerde, kimi basında…  Ama kimi de yargı salonlarında.  Örneğin son günlerde üç gelişme düşüverdi gazetelere.  Biri Brezilya’da, biri Amerika’da, biri de Fransa’da.  Brezilya’da konu Belo Monte’ydi.  Dünyanın üçüncü büyük barajı olacak bu muazzam projenin yaratmakta olduğu kırımları Ekogazete daha önce yansıtmıştı.]

Dünyanın ciğeri olan Amazonlarda geniş bir orman alanı yok ediliyor, binlerce Kızılderili anayasal hakları çiğnenerek yerinden yurdundan ediliyor ve bu değişikliklerin doğada ne gibi kayıplara neden olacağı pek bilinmiyordu.  Geçenlerde bölge mahkemesi inşaatı durdurmuş, inşaat şirketini çok ağır para cezasıyla tehdit etmişti.  Devlet üst mahkemeye başvurdu ve bölge yargıcının kararını iptal ettirdi.  Kavga yeniden sıfır noktasına dönmüş oldu. (Le Monde, 30.8.2012)

Amerika’da ise Çevre Koruma Ajansı EPA’nın 2011’de gündeme getirip yayımladığı bir yönetmelik termik santrallerin (2014’ten başlamak üzere) azot oksit salımlarını %54, kükürt dioksit salımlarını da %74 azaltmaları istiyordu.  Bir mahkeme bu yönetmeliği iptal etti.  Santral sahibi şirketler ve Cumhuriyetçi Parti bu kararı büyük bir zafer olarak coşkuyla karşıladı.  İşletmeciler “Bu yönetmelik bizlere yılda 800 milyon dolara mal olacaktı.  Bundan kurtulduk.” diyorlar.  (Le Monde, 23.8.2012)

Fransa’da elektrik sisteminin büyük şirketi EDF (ki bir devlet kuruluşu) nükleer santralleri de işletiyor.  Bu ülkede nükleer enerji elektrik üretiminin %74’ünü sağlıyor.  Bu olgunun sürekli gündemde olan dertlerinden biri radyoaktif atıkların ne yapılacağı.  EDF ülkenin bir köşesinde dev boyutlu bir tesis oluşturmaya başladı.  Şirket “Biz burada depolama yapmayacağız;  atıkları elden geçireceğiz.” demekle yetiniyor.  Ancak ülkedeki bütün santrallerden toplanıp buraya “işlenmek üzere” taşınacak olan radyoaktif atıkları yöre halkı burnunun dibinde görmek istemiyor.  “Biz evimizin yanı başına çöreklenecek nükleer çöplüğe razı değiliz.” diyorlar.  EDF bu direnişi görmezden geldi ve sistemin gerektirdiği dev binaları kondurdu.  Sıra binaların donatılmasına gelmişti.  Ama sürpriz ki ne sürpriz, yerel bir mahkeme inşaat iznini 19 Haziran’da iptal ediverdi.  Bu gelişme nükleer severlerin sürekli görmezden geldiği (yüzlerce yıl etken kalacağı bilinen) radyoaktif atık sorununu gündeme getiriyor.  (Pierre le Hir, Le Monde, 28.8.2012)

[Acaba Türkiye’de devreye girmesi konuşulan nükleer santrallerin atık konusu kamuoyunun dikkatine yeterince sunuldu mu, gereken bilgilendirme yapıldı mı?]

Bu yazı Denizler - Irmaklar, Enerji, Nükleer, Ormanlar içinde yayınlandı ve , , , olarak etiketlendi. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Yorum bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.